Zorunlu Deprem Sigortası, yaşadığınız binada depremin meydana getirdiği maddi zararları karşılamaya yönelik bir teminat sistemidir. Bu sayede yaşamın deprem öncesindeki temel standartlarında devam edebilmesi amaçlanır. Bu anlamda zorunlu deprem sigortası deprem gerçeğiyle birlikte yaşamak zorunda olduğumuz ülkemizde hayati önem taşımaktadır.
Yaşanan depremler sebebiyle konutlarınız hasara uğramış, yıkılmış
yahut acil olarak yıktırılması gereken yapılar arasına alınmış
olabilir. Bu durumlarda konutunuza ilişkin uğramış olduğumuz zararın
DASK teminat süresinde gerçekleşmesi halinde DASK tarafından
karşılanması gerekmektedir. Ancak kişilerin satın almış oldukları
konutlarda sigorta süresi dolmuş ve sigorta yenilenmeksizin zarar
ortaya çıkmış olabilir. Peki oluşan bu zarar kim tarafından
karşılanmalıdır ?
Banka kuruluşu ile kredi kullanan arasında düzenlenen kredi
sözleşmesinde sigortaya ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır bu
düzenlemelerin kimisi de kredi kullananların aleyhine sonuç
doğuracak şekilde düzenlenmiş maddelerdir. Ancak; tüketici
tarafından müzakere edilme imkanı olmaksızın tek taraflı olarak
hazırlanan kredi sözleşmeleri genel şart niteliğini taşımakta ve
haksız şart denetimine de tabi olmaktadır. Dolayısıyla kredi
sözleşmelerine kredi kullanan aleyhine eklenmiş olan bazı maddeler
haksız şart denetiminden geçerek geçersiz kabul edilebilir. Yani her
ne kadar kredi kullanım sözleşmesi aleyhinizde düzenlenmiş bir
biçimde zorunlu deprem sigortası yapma yükümlülüğünü kredi kullanan
üzerinde bırakmaya çalışsa da bu tür bazı maddelerin haksız şart
olarak değerlendirilip geçersiz kabul edilebilmektedir.
Bankanın sigorta süresinin dolması halinde yenilenmesi gerektiğine ilişkin bildirim ve bilgilendirmeyi yerine getirmemesi halinde söz konusu malvarlığının zarara uğraması sebebiyle sorumluluğu doğacaktır. Bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat külfeti de bankaya aittir. Ancak Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında sigortanın yenilenmesinde malikin de özen yükümlülüğünü ihlal etmiş olduğunu, bu sebeple malikin de kusurlu olduğunu kabul etmektedir. Bu sebeplerle ilgili işlemleri doğru yürütmeniz ve hukuki süreci takip etmeniz yerinde olmakla beraber konusunda uzman avukatlar çalışarak hak kayıplarının önüne geçmeniz mümkündür. Tuncer Avukatlık Bürosu olarak danışanlarımızın ve müvekkillerimizin yaşanan deprem felaketi sonrasında hak kayıplarını en aza indirmek için çalışıyoruz. Tekrardan ülkemize ve milletimize geçmiş olsun dileklerimizle.